Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»İmam Malik»Lahn-ı Hitab Fetva ve Mefhum

    Lahn-ı Hitab Fetva ve Mefhum

    0
    By admin on 23 Şubat 2016 İmam Malik

    96- Hitab Lahn-ı Misalleri, Mefhumu Muhalifin Nev´ilerî:

    Bu üç ıstılah, Kur´an-ı Kerim´in ve sünnetin bazı ibarelerinin delâlet yolunu gösteren birer tâbirdir. İmam Mâlik, Kur´an´ın zahir ve nassın-dan bunlara bir muarız bulunmadığı zaman üçüncü de almıştır. Onun için bunları kısaca tarif etmek, usul ulemasının bunlardan muradını açıklayıcı örnekler vermek istiyoruz.

    Lahn-ı Hitab:[1] Bazı ulema buna delâlet-i iktiza adını verirler ve Hanefiler dâima delâlet-i iktiza derler. Sözün doğru olması için ifadenin ona bağlı bulunduğu, mütevakkıf olduğu şeydir, şu ayet-i kerime de olduğu gibi: «Musa´ya vahiy ettik ki, âsân île denize vur, deniz de açılıverdi.» İfade burada hazf olunmuş, mukadder bir sözü iktiza eder, o da »denize vurdu», o da açılıverdi. Sünnetten misal şu hadis-i şeriftir: «Ümmetimden hatâ ve nisyan kaldırıl­dı.»

    Birşey vuku´ bulduktan sonra onu kaldırmak olmaz. Hata ve nisyan olduysa, nasıl kaldırılır. Sözü tashih için burada hedef olunan bir keli­meyi takdir etmek gerekir ki o da (günah) sözüdür. Böylece ümmetim­den hata ve nisyanın günahı kaldırılmıştır, demek otur. Hadisi Şerifin burada delâleti, iktiza delâletidir, söz bunu icabeder. O takdir edilen mahzüf ile söz tamam olur.

    Muhalefet mefhumuna gelince, Mâlikiler buna, hitab delili

    derler. Bu da sözde söylenen hükmün aksini, yani meskût bırakılan şeyi almakdir. Hz. Peygamber´in şu hadis-i şerifinde olduğu gibi: «Kırda otlayan koyuna zekât düşer.» Bu hadisle kırda, mer´ada otlayan dava­rın zekâtı farzdır. Zekât düşmez, demek olur. Bazı ulema, mefhum muhalifi sözü kayıd altına alması bakımından 10 kısma böler. Çünkü mefhum muhalefette esas, sözün bir kayıtla mukayyed olmasıdır, tâ ki o kayıt olunca, hüküm sabit olsun; o kayıt bulunmayınca da onun aksi sabit olsun. Kayıdlar on türlü olduğundan mefhumu muhalefet de on olur!

    1- İllet mefhumu; Serhoşluk veren haramdır.

    2- Sıfat mefhumu: Kırda otlayan davara zekât lâzımdır.

    3- Şart mefhumu: Abdes varsa, namaz sahihtir.

    4- Gaye mefhumu: Orucu geceye kadar tutun.

    5- İstisna mefhumu: Onların şahidliğini ebediyen kabul etmeyin, ancak tevbe edenler müstesna.

    6- Hasr rnefhumu:Su,sudan-icabeder, gusûl, meniden farz olur.

    7- Zaman mefhumu:

    8- Mekân mefhumu:

    9- Adet mefhumu: Onlara 80 değnek vurun, yani daha fazlası caiz olmaz.

    10- Lakab yani ad mefhumu: Davara zekat farzdır gibi. (Bu misallerin bir kısmı hadis, bir kısmı ayettir).

    Mefhum muhalefetin bölümleri bunlardır. Hanefîler bunlardan yal­nız, istisna ile hasr´ı alırlar, diğerini delil olarak almazlar. Bunları da mefhum delâleti saymazlar, mantukun delâleti sayarlar. Çünkü hasr ve istisnanın iki yönü vardır: Nefl ve isbat yönü. Biri: hatib ancak Alidir, derse, bu sözün mantukile hem nefi ve hem isbat eder. İstisna da böyledir. Tersini isbat, meskûtu isbat kabilinden değil, mantık isbat kabilindendir. Bu ikisini bu yolda alıp diğerlerinde muhaliftirler. Çünkü onlar, istinbat için esasın mantıki kelam veya mantıkin takdiri iktizasını tanımiyorlar. Mefhum muhalefet bunlardan biri değildir.

    Mâlikîlere göre mefhum muhalefet delildir, ancak lakab mef­humu değildir. Bunu reddetmenin sebebini şöyle açıklıyorlar: Lakab mefhumu ile diğer mefhumlar arasında fark şudur: Diğer mefhumlarda, meselâ, sıfat mehumunda illet konusu vardır, hükmün illetini sezdirir. Sıfat olsun, şart olsun ve diğerleri hepsi illeti bildirir. İllet bulunmayınca ma´lüli de bulunmayacağından, meskût bırakma halinde hüküm de yok demektir. İşte mefhumi muhalefet budur. Hüküm vücud ve adem bakımından illetle beraber bulunur. Lakab ise bir isimdir. Cins isimleri de ona katılır. Hz. Peygamber Aleyhisselâm´ın hadisinde: «Kırda otla-van davara zekât düşer» demesiyle «davara zekât düşer» demesi arasında fark vardır. Birinci hükmün illetini bildirir, ikincisinde bu yok. Sebep işte budur.»[2]

    Sıfat mefhumunu almanın şartı, gâlib ve câri âdet dışına çıkmamış olmaktır. Nikâhı haram olan kadınlar hakkındaki ayette olduğu gibi: «Birleştiğiniz karılarınızdan olup evinizde bulunan üvey kızlarınız»Burada iki sıfat görüyoruz. Birisi câri âdet ve ekseriya olanı beyandır ki, anasıyla gelen üvey kız, üvey baba evinde oturur, bunun tersi bir hüküm almaz, yani üvey baba evinde oturmazsa helâl olur, mânası çıkmaz. Bu onların üvey baba evinde olmalarının vasfıydı, diğer vasıf ise öyle değildir, onun zikri, tersini hükmü ifade eder. Burada mefhum muhalif muteberdir, nikâh olup da birleşme olmadıysa o kadının kızını almak helâldir. Birleşme olduysa o zaman haramdır.

    97- Hitab Fetvası Veya Delâlet-i Nass:

    Hitab fetvasına Hanefîler delâleti-i nass derler. Buna mefhum-ı muvafakat ve delâlet-i evlâ da denir. Bazı fukaha bunu, kıyas-ı celi nev´inden sayarlar. Bu mantıkin hükmünü, meskût bırakılanı evleviyyet tankıyla isbat etmektir, o da iki kısımdır:

    1- Azdaki hükmü çoğa isbat etmektir, Çünkü aza verilen hüküm, çokta elbet daha fazla olmalıdır. «Anaya babaya öf deme, onları azar­lama» ayeti, döğmeyi de yasaklar. Çünkü bunda ezâ, azarlamadan daha çoktur. Yasağın illeti ezadır.

    2- Hükmü, azda da isbat etmektir. Bazen çokda olmtyan şey, azda daha çok bulunur. «Kitap ehlinden öyleleri var ki, ona kantarlarca emânet etsen, sana onu öder, öyleleri de var ki, bit dinar emânet etsen onu ödemez.» ayetinde olduğu gibi. Çoğa emin olan, aza da emindir, öyle olması lazım. Bu misalin iki nev´i vardır; ayetin birinci kısmı çoğun hükmünü evleviyetle aza da verir. İkinci kısım ise aza verilen hükmü, çoğa da verir. Çünkü bir dinar emânet edilmeyene, kantarla elbet evle­viyetle emânet edilmez.

    ——————————————————————————–

    [1] Lahn-i Hitab, sözlük anlamı olarak bir şeyi tasrih etmeden anlatmaktadır. «Sen onlar, konuşmalarından, ağızlarından laf kaçırmalarından tanırsın.» ayetinde olduğu gibi. Me´mun´da Şöyle demiştir: -Ey insanlar, bize kin beslemeyin. Andolsun, kim içinde bize kin saklarsa, biz onun lafı gevelemesinden, ağzından kaçan laftan, yüzünden, gözünden anlarız..»

    [2] Karan, Tenkthul-füsûl, S. 119

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Giriş

    Hayatı ve Çağı

    Halifelerle, Devlet Adamlarıyla Alakası

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.