Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»Hanefi Fıkhı»Bedel (Vekâlet) Yolu ile Hac

    Bedel (Vekâlet) Yolu ile Hac

    0
    By admin on 4 Eylül 2015 Hanefi Fıkhı

    Hac için bir bedel tutmaya, “İhcac” denir. Böyle kendi yerine başkasını gönderen kimseye de, “Amir”, “Menûb, Mahcücün anh” denir.

    Bir kimse, hac etmeğe gücü bulunsun veya bulunmasın, nafile olarak kendi yerine müslüman olan ve aklı yerinde bulunan birini naib tayin edebilir. Naib olan zat, o kimsenin tayin ettiği yerden gider ve onun adına niyet ederek hac yapar.

    Kendi adına nafile hac için bedel gönderen zat, bu haccın sevabını kazanır. Çünkü bu iş, Allah rızası için Hak yolunda mal harcamak demektir. Böyle bir harcama, bizzat olabileceği gibi, niyabet suretiyle de olabilir.

    Bir kimse, kendisine farz olan bir haccı, başkasına niyabet (vekâlet) vererek yaptırabilmesi için aşağıdaki şartların bulunması gerekir.

    1) Amir (bedel gönderecek kimse) için hac farz olmuş bulunmalıdır. Farz olmadan niyabet yoluyla yapılan hac, bir nafile olur. Sonradan o bedel gönderene hac farz olunca, tekrar hac edilmesi gerekir.

    2) Amir (bedel gönderen) bizzat hac etmekten aciz olmalıdır ve bu acziyeti de, naib tayin ettiği andan itibaren ölümüne kadar devam etmelidir. Onun için bir aralık acziyeti kalkmış olsa, bizzat hac etmesi gerekir. Daha önce niyabet suretiyle yaptırmış olduğu hac nafile sayılır. Amâ ve yatalak olma halleri bu hükmün dışında kalır. Niyabetle bunların yaptırmış olduğu hacdan sonra özürleri kalksa, haccın yeterli olmasını engellemez.

    İmam Ebû Yusuf´a göre, hangi acziyet olursa olsun, niyabeten yaptırılan hacdan sonra kalkarsa, haccın yeterli olmasına zarar vermez.

    3) Amir, kendi adına hac etmesini naibe emretmelidir. Amirin emri olmaksızın başkasının onu adına yapacağı hac yeterli olmaz.

    4) Amir, âdet üzere yol masrafını vermelidir. Onun için naib kendi malı ile hac ederse, kendi adına hac etmiş olur. Fakat kendi malından harcadığı mal, nisbet olarak âmirinkinden çok az ise, bu niyabet caizdir.

    5) Amir yapacağı niyabet için bir ücret şart koşmamalıdır. Bir ücret karşılığında hac eden kimse, kendi adına hac etmiş olur. Bu ücreti almaya hak kazanamaz. Çünkü hac, tam bir ibadet olduğundan ücret karşılığında yapılamaz.

    (Malikîlere göre, hacda beden ibadeti mal ibadetinden daha üstün olduğu için, farz olan bir hacda bedel tutmak caiz değildir. Bunun için ücret vermek caiz değildir, hükümsüzdür. Fakat nafile hac için niyabet kerahetle caizdir.

    Şafiî ve Hanbelîlere göre hac ibadeti, niyabet kabul eden ibadetlerdendir. Bunun için hac veya umre yapmaktan aciz olan kimsenin, başkasına bir ücret karşılığında veya nafakasını karşılamak suretiyle hac veya umre yaptırması sahihdir.)

    6) Amirin verdiği mal, binitli olarak hacca elverişli olunca, naib binitli olarak hacca gitmelidir, isterse âmir piyade olarak gitmesine izin vermiş olsun. Aksi halde naib, harcayacağı malı âmirine borçlanıp âmirin binitli olarak hac ettirmesi gerekir. Fakat verilen mal binmeye elverişli değil ise, piyade olarak yapılan hac yeterli olur.

    7) Amirin vasiyet etmiş olduğu mal yeterli ise, vatanından hac edilmesi gerekir. Değilse, yeterli olacağı bir yerden hac edilir.

    Bizzat veya niyabet üzere hac etmek için yola çıkan kimse, yolda vefat edip tarafından hac edilmesi vasiyet edilmiş bulunsa, İmam Azam´a göre vatanından (ikamet yerinden), iki imama göre de vefat ettiği yerden hac ettirilir.

    Yine, kendisi için beldesinden başka bir yerden hacca gidilmesini vasiyet eden kimsenin, vasiyetine göre hac ettirilir.

    Ölen bir kimse adına beldesinden hacca gidilmesi gerekirken, vasisi başka bir beldeden hac ettirecek olsa, bu hac vasinin adına olur. Ölü için ayrıca hac ettirmesi gerekir. Eğer o iki yer arasındaki uzaklık bir günde gecelemeden gidip gelinecek kadar ise, o zaman ölü adına hac sahih olur.

    8) Naib hac işlerine başlamadan önce veya ihrama giderken âmir adına hac etmeye niyet etmelidir. Dili ile de: “Lebbeykallahümme Lebbeyk anfilaiun…” diye telbiyede bulunmalıdır. Yalnız kalbi ile niyet etmesi de yeterlidir.

    9) Naib, âmir adına bizzat hac etmelidir. Eğer bir engel sebebiyle başkasına para verip hac ettirirse, bu hac âmir adına sahih olmaz. Almış olduğu yol masrafını ödemesi gerekir. Fakat âmir, tayin etmiş olduğu naiba, “Başkasını gönder” veya “Dilediğini yap” diye izin vermiş olursa bu sahih olur. Çünkü bu durumda vekil hac için her yetkiye sahib bulunmuş olur.

    10) Naib, haccını bozmamış olmalıdır. Şöyle ki: Naib, Arafat´da vakfe yapmadan önce zevcesi ile cinsel ilişkide bulunsa, haccını bozmuş olur. Artık sonradan kaza edeceği hac, âmir adına olmamış olur. Bunun için almış olduğu masraf bedelini âmire ödemesi gerekir.

    Eğer naib, Arafat´da durduktan sonra cinsel ilişkide bulunsa, masrafı ödemesi gerekmez. Çünkü haccın asıl rüknü yerine getirilmiştir: Ancak ziyaret tavafını yapmadan geri dönerse, zevcesine karşı ihramlı olarak kalır ve kendi malı ile gidip ziyaret tavafını yapmadıkça ihramdan tamamen çıkmış olmaz.

    11) Naib, âmire aykırı bir davranışta bulunmamalıdır. Amir, ifrad haccı emretmişken, naib, umre veya kıran haccı veya temettü haccı yapmış olsa, âmir adına hac etmiş olmaz. Bu durumda aldığı yol masrafını ödemesi gerekir.

    Fakat naib, âmirin emrini yerine getirmekle beraber, kendi parası ile kendisi için de ayrıca umre yapabilir. Aynı şekilde yalnız umre yapmaya memur olan kimse de, bunu yaptıktan sonra kendi parası ile kendi adına hac edebilir. Fakat önce kendisi için hac yapıp sonra amir adına umre yapması caiz değildir.

    12) Naib, yalnız âmir adına hac için ihrama girmelidir. Biri kendi adına, diğeri amir adına olmak üzere iki ihrama niyet etse, amir adına haccı caiz olmaz. Ancak kendi adına olan ihramı bırakıp da âmir adına ihrama devam ederse, bu âmir için sahih olur.

    13) Naib telbiyeyi yalnız âmir adına yapmalıdır. İki kişinin niyabetini kabul edip bunların adına telbiye ederse, hiç biri adına caiz olmaz. Almış olduğu masrafları öder. Fakat bunlardan yalnız birini tayin ederek ihramda bulunursa, onun için caiz olur, diğeri için olmaz. Bundan aldığı parayı ona öder. İki kişiden herhangi birini tayin etmeksizin ihrama girecek olsa, İmam Ebû Yusuf´a göre, yine niyabet sahih olmaz. Kendisi için nafile hac yapmış olur. İmam Azam´a göre, yapacağı haccı bunlardan birine ayırabilir.

    14) Naib haccı kaçırmamış olmalıdır. Onun için başkası adına hac yapacak olan bir bedel, kendi işleri ile uğraşır da belirtilen senede hac yapamazsa, almış olduğu parayı sahibine öder. Fakat hastalık gibi elinde olmayan bir sebeble hac edemezse, almış olduğu bedeli geri vermesi gerekmez, yeniden hac etmesi gerekir.

    15) Amirin tayin etmiş olduğu naib; âmir adına hac etmiş olmalıdır. Buna göre: “Benim adıma başkası değil, falan adam hac etsin,” diyen bir âmirin emrine aykırı olarak o adam gerek hayatta iken, gerekse öldükten sonra başkasına hac ettirilecek olsa, bu hac âmir adına caiz olmaz.

    Fakat âmir, böyle “başkası değil, ancak falan kimse benim adıma hacetsin” şeklinde bir tahsis yapmayarak: “Adıma falan kimse hac etsin” dediği takdirde, o kimsenin ölümü halinde başkasına hac ettirilebilir.

    Aynı şekilde, hiç bir kimseyi göstermeksizin adına hac yaptırılmasını vasiyet eden bir kimse için, ölünce varisleri toplanarak diledikleri bir adamı “Naib” olarak hacca gönderebilirler.

    16) Amir ile naib, müslüman, akla sahib ve hac işlerini anlayacak durumda olmalıdır. Onun için bir müslüman gayri müslimi ve bir gayrimüslim de müslümanı bedel tayin edemeyeceği gibi, bir akıllı deliyi ve bir deli de akıllıyı bedel yapamaz.

    Haccın nasıl yapılacağını anlayıp ayırt edemeyecek olan bir çocuk da naib tayin edilemez.

    Bir kimse, anası veya babası adına, onların emirleri olmaksızın hac edebilir. Çünkü bu bir velâyet ve niyabet değildir. Yapılan ibadetin sevabını onlara bağışlamak demektir.

    hac
    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    İtikat Kitabı

    İman ve İslam´ın Niteliği

    Peygamberlere İman

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.