Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»Hayatü's Sahabe»Davet İçin Fertleri Görevlendirmesi

    Davet İçin Fertleri Görevlendirmesi

    0
    By admin on 14 Ekim 2015 Hayatü's Sahabe

    Rasûlullah’ın Mus’ab b. Umeyr’i Medine’ye göndermesi

    – “Ensar, peygamberin sözünü dinlediklerinde ve inandıklarında, nefisleri Rasûlullah’ın davetine inandığında peygamberi tasdik ettiler ve ona iman ettiler. Böylece de hayırlara sahip oldular. Hz. Peygamber’e gelecek yılın hac mevsiminde bir araya gelme sözü verdiler ve kavimlerine döndüler. Medine’den Hz. Peygamber’e şu haber geldi: Tarafından bir kişi bize gönder ki halkı Allah’ın kitabına davet etsin. Böyle olursa halkın tabi olması daha kolaylaşır! Bunun üzerine Hz. Peygamber, Abduddar kabilesinden Musab b. Umeyr’i kendilerine gönderdi. Bu zat Medine’ye vardığında Beni Ğanem kabilesinin ileri gelenlerinden Es’ad bin Zürare’ye misafir oldu. Medinelilere hadis nakleder, Kur’an okuturdu. Mus’ab, Said b. Muaz’ın yanında duruyor, Allah’a davet ediyordu. Allah onun eliyle insanları hidayete erdiriyordu. Ensar’ın hiçbir hanesi kalmadı ki, o hanenin içinde birkaç kişi müslüman olmasın. Ensar’ın eşrafı da müslüman oldu. Amr b. Cemuh müslüman oldu ve putları kırdı. Sonra Mus’ab b. Umeyr, Hz. Peygamber’e dönüp geldi. Ve ona “El Mukrî (Okutucu, kıraat ilminin alimi)” deniliyordu.[1]

    – O altı kişi kavimlerine döndüler. Kavimlerini gizlice İslâm’a davet ettiler. Hz. Peygamber’den onlara haber verdiler. Peygamberin hangi vazifelerle gönderildiğini bildirdiler. Ve onlara Kur’an okudular. Öyle ki Ensar’ın hiçbir hanesi kalmadı ki, orada birkaç kişi müslüman olmasın. Sonra Rasûlullah’a haber gönderdiler, bize tarafından bir kişi gönder, halkı Allah’ın kitabı ile İslâm’a davet etsin. Çünkü bu, halkın imana gelmesine daha elverişli olur. Bunun üzerine Peygamber, Mus’ab b. Umeyr’i elçi gönderdi. O da Beni Ğanem kabilesinden Es’ad b. Zürare’ye misafir oldu. Halkı İslâm’a davet ediyor, İslâm da Medine’de yayılıyor, müslümanlar çoğalıyordu. Onlar buna rağmen İslâm’a davetlerinde gizli çalışırlardı. Sonra ravi, Mus’ab’ın Sa’d bin Muaz’ı İslâm’a davet etmesini ve Benî Abdul Eşhel kabilesinin müslüman olmasını zikrediyor. Nitekim bu durum Sa’d’ın daveti hususunda ileride gelecektir.

    Sonra ravi diyor ki: “Benî Neccar, Sa’d b. Muaz’ı Medine’den sürdü, çıkardı. Es’at b. Zürare hakkında da çok şiddetli davranmaya başladılar. Bundan dolayı Mus’ab b. Umeyr, Sa’d b. Muaz’ın yanına gitti ve insanları dine davet etmeye devam etti. Halk da onun vasıtasıyla İslâm’a giriyordu. Öyle ki Ensar’ın hanelerinden hiçbir hane yoktu ki orada müslüman olan bulunmasın. Amr b. Cemuh da dahil olmak üzere Medine’nin ileri gelenleri müslüman oldu. Putlar kırıldı, müslümanlar, Medine’nin en kuvvetlileri oldular. İşleri yoluna girdi. Mus’ab b. Umeyr de Rasûlullah’a döndü, Mekke’ye geldi. Ona “el mukrî” deniliyordu.[2]

    ——————————————————————————–

    [1] Ebu Nuaym, Hilye I/107 (Urve b. Zübeyr’den)

    [2] Tabarani (Urve’den); Heysemi VI/42 (Senette Leyiha vardır. Bu zatta zaaf vardır. Fakat hadisi hasendir) Ebu Nuaym, Delail, s. 108, Hilye, I/107 (Zühri’den) Onlar Hz. Peygamber’e Muaz b. Afra’yı ve Rafi b. Malik’i elçi olarak gönderirler. Onlar Hz. Peygamber’e bize bir kişi gönder ki, Allah’ın kitabıyla insanları dine davet etsin. Böylesi daha iyi olur. Hz. Peygamber Mus’ab b. Umeyr’i gönderdi, ilavesiyle beraber.

    Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/103-104.

    Hz. Peygamber’in Ebu Umame’yi Kabilesi Bahile’ye Göndermesi

    – Ebu Umame şöyle anlatıyor: Rasûlullah beni kavmime elçi olarak gönderdi. Onları Allah’a davet edecek, İslâm’ın güzelliklerini onlara arzedecektim. Onlara vardım. Develerini sulamışlar, sağmışlardı ve süt içiyorlardı. Beni gördüklerinde Sudey b. Aclân’a (Ebu Umame’nin ismidir) merhaba dediler. Ve devam ederek

    ‘Kulağımıza geldiğine göre sen şu kişiye (yani Rasûlullah’a) iman etmişsin!’ Dedim ki:

    ‘Hayır ona değil. Fakat Allah’a ve Rasûlü’ne iman ettim. Ve Rasûlullah beni elçi olarak size gönderdi. Size İslâm’ı ve İslâmî kuralları arzediyorum’.

    Biz bu haldeyken onlar bir çanak getirdiler. Onu önlerine koydular, etrafında toplandılar ve yediler.

    “Ey Sudey! Sen de gel” diye beni de çağırdılar. Dedim ki:

    ‘Azab olasıca! Şunu (kanı) haram kılan kişinin yanından geliyorum. Ancak Allah’ın buyurduğu gibi kestikleriniz müstesnadır’. Onlar

    “Allah ne dedi ” diye sorunca ben de

    ‘Size leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası namına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yukardan yuvarlanmış, boynuzlanmış, canavar tarafından parçalanarak ölü bulunan hayvanlar haram kılındı. Ancak canlıyken yetişip kesmiş olmanız hariç. Dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, fal oklarıyla kısmet ve şans aramanız dahi haram kılındı… (Maide: 5/3) ayetini indirdi’ dedim. Böylece ben onları İslâm’a davet ediyordum, onlar da bundan imtina ediyorlardı. Onlara dedim ki:

    ‘Azab olasıcalar! Bana bir yudum su veriniz, çok susadım’. Dediler ki:

    ‘Sana su vermeyiz. Sen susuzluktan öleceksin’. Başımda sarığım vardı. Sarığımı iyice sardım. Başımı yere koydum ve sıcak kumlar üzerinde, şiddetli hararette yattım.

    Uyku halinde birisi bana cam bir kadehte -insanlar o devirde ondan daha güzelini görmemişlerdi-, bir içecek getirdi. İnsanlar o içkiden daha lezzetlisini, daha hoşa gidenini görmemişlerdir. Onu bana verdi, içtim. Uykuda onu içtikten sonra uyandım. Allah’a yemin ederim ki, onu içtikten sonra ne susadım ne de susamanın ne olduğunu tanıdım.[1]

    ——————————————————————————–

    [1] Tabarani; Heysemi, Mecma’l IX/387 “Bu hadiste Beşir b. Şureyh vardır ki bu zat zayıftır”. Kenzü’l-Ummal, VII/97 (İbn Asakir’den); Ebu Ya’la (muhtasar olarak) şu ekle beraber “Sonra onlardan birisi onlara şöyle hitab etti: Kavminizin ileri gelenlerinden bir kişi size geldi. Fakat siz ikramda bulunmadınız. Bu kınama üzerine bana süt getirdiler. Artık içmem dedim. Ve onlara karnımı gösterdim. Onlar bu manzara karşısında tümüyle müslüman oldular”. Beyhaki, Delail; İsabe II/182; Hakim, Müstedrek, III/641

    Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/104-105.

    Hz. Peygamber’in Bir Adamı Benî Sa’d Kabilesine Göndermesi

    – Ahnef b. Kays şöyle anlatıyor: Kâbe’yi, Hz. Osman’ın halife olduğu dönemde ziyaret ederken Benî Leys’den bir kişi ansızın elimden tuttu ve dedi ki:

    ‘Sana müjde vereyim mi ’

    “Evet” dedim. Dedi ki:

    ‘Hatırlıyorum, Hz. Peygamber beni senin kavmine gönderdiği zaman onları İslâm’a davet ediyordum. Sen de ‘Sen bizi hayra davet ediyor ve hayrı emrediyorsun’ diyordun (ve kavmine hitaben de) ‘Kesinlikle bu zat hayra davet ediyor’ diyordun. Bu sözün Hz. Peygamber’in kulağına gitti. Hz. Peygamber,

    ‘Allah’ım! Ahnef’i yarlığa!’ diye dua etti. Onun bu duası kadar bana ümid verici hiçbir şey yoktur.[1]

    ——————————————————————————–

    [1] İsabe, I/100 “Bu hadisi sadece Hz. Ali b. Zeyd rivayet etmiştir. Bu zat ise biraz zayıftır” diyor. Hakim, Müstedrek, III/614; İmam Ahmed; Tabarani; Heysemi X/2. “Ahmed’in ricali sahihin ricalidir. Fakat Ali b. Zeyd hariç. Onun da hadisi hasendir”

    Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/105.

    Hz. Peygamber’in Bir Adamı Cahiliye Devrinin Büyüklerinden Birisine Göndermesi

    – Hz. Peygamber ashabından bir kişiyi cahiliye döneminin büyüklerinden olan bir zata gönderdi. Sahabî onu Allah’a davet etti. O da:

    ‘Beni davet ettiğin Rabb’in nedir Demirden midir, bakırdan mı, gümüşten mi, altından mıdır ’ dedi. Bunun üzerine sahabî, Rasûlullah’a gelerek durumu haber verdi. Bu manzarayı peygambere arzetti. Hz. Peygamber ikinci kez o sahabîyi gönderdi. O kişi yine ilk sözlerinin benzerlerini tekrarladı. Sahabî yine Rasûlullah’a döndü ve durumu ona haber verdi. Hz. Peygamber bu sefer üçüncü kez onu gönderdi. O kişi yine aynı suali sordu. Sahabî peygambere gelerek durumu haber verdi. Hz. Peygamber

    ‘Allah kesinlikle senin arkadaşının, (yani o cahiliye döneminin büyüklerinden olan o zatın) üzerine bir yıldırım gönderdi ve yıldırım onu yaktı’ dedi ve Ra’d: 13/13 ayeti indi.[1]

    Ayrıca şöyle der: “Sahabe o kişi hakkında şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Bu adam eski Firavunlardan daha katıdır’. Sahabe ona üç defa gitti; sonunda onunla konuşurken Allah Teâlâ bir bulut gönderdi. Bulut adamın üstüne geldiğinde gürledi ve bir şimşek çakarak adamın kafasına düştü’.)[2]

    ——————————————————————————–

    [1] Heysemi, Mecma’ VII/42 (Ebu Ya’la ve Bezzar’ın da benzer şekilde rivayet ettiklerini söyler. Ayrıca şöyle der: “Sahabe o kişi hakkında şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasulü! Bu adam eski Firevunlardan daha katıdır”. Sahabe ona üç defa gitti; sonunda onunla konuşurken Allah Teala bir bulut gönderdi. Bulut adamın üstüne geldiğinde gürledi ve bir şimşek çakarak adamın kafasına düştü”.)

    [2] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/105. –

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Ebu’l-Hasen Ali el-Haseni en-Nedvi’nin Önsözü

    Müellif Muhammed Yusuf Kandehlevî Kimdir?

    Allah’a ve Rasûlü’ne İtaat Hususundaki Ayetler

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.