Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»İslam Kültürü»Cin

    Cin

    0
    By admin on 17 Kasım 2015 İslam Kültürü

    Yemen´de yetişen velîlerden Ebû Şu´be Hadramî (rahmetullahi teâ lâ aleyh) hazretlerinin talebelerinden birinin şöyle haber verdiğini Cündî nakleder: Günlerden bir gün her günkü âdetim üzere kendisinden ders okumak üzere Mescid-i Ebû Şu´be´ye gittim. Mescidin kapısına var­dığımda içeride bir grup kimsenin hocam ile konuştuklarını duydum. Ya­nında ziyâretçileri olduğunu düşünerek rahatsız etmemek için içeri gir­medim. Bir müddet bekledim. Konuşmalar kesilince, kapıda beklediğimi bildirmek için öksürür gibi ses çıkardım. Hocam; “Kim o ” deyince, is­mimi söyleyerek; “Hizmetçiniz filân kimse.” dedim. “Gir!” buyurdu. İçeri girdiğimde hocamın yanında hiç kimse yoktu. Sonra; “Ey efendim! Biraz önce sizinle berâber bâzılarının konuştuğunu, size bâzı şeyler sorup, si­zin de cevap verdiğinizi duymuştum ve ziyâretçilerinizin bulunduğunu zannetmiştim. Fakat burada sizden başka kimse yok. Hikmeti nedir ” diye sorduğumda; hocam hayret edici bir hal ile; “Sen o konuşmaları duydun ha!” buyurdu. “Evet.” dedim. Bunun üzerine; “Yanımda cin tâife­sinden olan talebe kardeşlerinizden bir grup vardı. Bâzı meseleleri sor­dular ben de cevaplandırdım. Sonra gittiler.” buyurdular.

    Hindistan´da yetişen büyük velîlerden Muhammed Saîd Fârûkî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri hakkında Hâşim-i Keşmî hazretleri şöyle anlattı: “Hazret-i Mahdumzâde Muhammed Saîd bu fakîre anlattı: “Bir gece kendi evimde, pencereleri içerden kapayıp uyuyordum. Gece­nin bir kısmı geçmişti ki, bir kimse kuvvetle kapıyı çaldı. “Acabâ bu sa­atte kimdir ” diye hayret ettim. Her ne kadar; “Kim var orada ” deyip ba­ğırdıysam da cevap vermedi. Kapının yanına gelip, kapıyı açmak iste­dim. O kimse kapıyı kendi tarafına çekti. Ben de bana doğru çektim. Bu esnâda hazret-i İmâm´ın sesini duydum. Bana; “Muhammed Saîd hazır ol!” buyurdular. Onların sesi gelir gelmez, kapıdaki zât kayboldu. Daha sonra babamın huzûruna gidince, daha ben olayı anlatmadan; “Bu gece senin evine cin girip sana eziyet vermek istedi. Bunu farkettim, bağırdım ve onu kovdum.” buyurdular.” Buna temasla, hazret-i İmâm´ın yüksek talebelerinden bir kısmı, onların mübârek dillerinden naklederek şöyle anlattılar: “Bir gece evimde, uyumak için yattım. Tam gözlerimi kapayıp, uykuya dalarken, bir cinin bana tesir ve tasarruf etmek istediğini anla­dım. “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh…” mübârek kelimesini okudum. Bu kelime ağzımdan çıkar çıkmaz meleklerin gelip, o cini parça parça ettik­lerini, yanında olanları etrafımdan koğduklarını ve filân yere götürdükle­rini gördüm.”

    Hindistan´da yetişen evliyânın büyüklerinden Şâh-ı A´lâ (rahmetul- lahi teâlâ aleyh) hazretleri´nin torunu ve halîfesi olan Şâh Muhammed şöyle anlatır: “Daha küçüktüm. Dedem ve aynı zamanda hocam olan Şâ- h-ı A´lâ´nın yanındaydım. Gece yarısını çok geçmişti ki, yüksek dedemin; “Cemâl! İbriğimi getir!” diye seslendiğini duyarak uyan­dım. Baktım. Be- yaz elbiseli, uzun boylu birisinin dedemin huzûrunda bulunduğunu gör- düm. Ayakta ve edeble bekliyordu. O tanımadığım kimse su döküp, de- dem abdest aldı. O şahıs dedemin işâreti ile ibriği kaldırıp bir kenara koydu. Geri gelip el bağlayarak durdu. Dedem; “Ce­mâl! Gidebilirsin baş- ka iş yok” buyurdu. O şahıs birkaç adım gitti ve bir anda gözden kaybol- du. Ben birden çok korktum. Dedeme, o kimsenin kim olduğunu suâl ettim. “Sus! Sen onun kim olduğunu şimdilik anlaya­mazsın.” buyurdu. Ben edebimden ağzımı açıp tekrar soramadım. Her hâlde evliyânın hiz- metine gelen ricâl-i gaybdendir diye düşündüm. Daha sonra anladım ki, o gördüğüm şahıs, dedemin hizmetinde bulunan cin­lerden biri imiş.”

    Hindistan´ın büyük velîlerinden Şeyh Tâc (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri hakkında rivâyet edilir ki: bir zaman sefere gitmişti. Gittikleri yerde talebeleri ile oturmuş sohbet ederken oraya biri geldi. Şeyh Tâ- cüddîn´in elini öptü. O ise bu gelen kimseyi hiç tanımıyordu. Gelen kim- se; “Efendim! Ben cinlerdenim. Burası bizim kaldığımız yerdir. Sizin tale- beniz olmak, feyz ve bereketlerinizden istifâde etmek istiyorum. Sizin gi- bi yüksek zâtları pek görmedik. Bunun için sizi çok sevdik.” dedi. Cinnin bu sözlerini dinleyen Şeyh Tâcüddîn onun arzusunu kabûl edip, soh- betlerinde bulunabileceğini, böylece arzu ettiklerine kavuşacağını bil- dirdi. Cin sevinerek oradan ayrıldı. Daha sonraki sohbetlere bu cin ge­lir, o büyük zâtı dinlerdi. Bu cinnîyi, Tâcüddîn hazretlerinden başkası görmezdi.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Abid-Arif

    Adak

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.