Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»Son Peygamber»Cinlerin Peygamber Efendimizi Dinlemeleri

    Cinlerin Peygamber Efendimizi Dinlemeleri

    0
    By admin on 2 Kasım 2015 Son Peygamber

    Peygamber (sav) efendimiz, insanların hak davete uymaları­nı, Allah ve Resulüne iman etmelerini, puta tapmayı terketmelerini gönülden arzulamaktaydı. Nitekim Cenab-ı Allah şerefli peygamberine hitap ederek şöyle buyurmuştur: “Mümin olmu­yorlar diye nerdeyse kendini helak edeceksin!” (Şuara: 3)

    Peygamber efendimiz, kavminin hakka tabi olmadıklarından, diğer kavimlerin de kendi, kavmi gibi haktan yana olma­dıklarından şikayetçi olmuştu. Cenab-ı Allah da kendisine tabi olanların az sayıda kimseler olmasının yanı sıra cinlerden de kendisine tabi olanların bulunduğunu beyan buyurmuştu. Cin­lerin kendisini dinlediklerini, davetine icabet ettiklerini, kafir olmadıklarını haber vererek açıklamada bulunmuştu. Kavilerin rivayetlerine göre Peygamber efendimiz Taif dönüşünde cinler kendisinden Kur´an-ı Kerim´i dinlemişlerdir. Bu konuda yüce Allah şöyle buyurur:

    “Bir zamanlar, cinlerden bir gurubu, Kur´an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde (birbirlerine) : “Susun, (dinleyin)” dediler. (Okuma) bitirilince de uyarıcılar olarak ka­vimlerine döndüler: “Ey kavmimiz dediler, biz Musa´dan sonra indirilen, kendinden Öncekini doğrulayan, hakka ve doğru yola götüren bir kitap dinledik. Ey kavmimiz, Allah´ın davetçisine uyun. Ona inanın ki (Allah) günahlarınızdan bir kısmını ba­ğışlasın ve sizi, acı azaptan korusun.”

    Kim Allah´ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakacak değildir. Kendisinin ondan başka velileri de yoktur. Onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.” (Ahkaf: 29-32)

    Cin suresinde de Cenab-ı Allah konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

    “De ki: Bana vahyolundu ki, cinlerden bir topluluk Kur´an dinlediler de şöyle dediler: “Biz harikulade güzel bir Kur´an dinledik. (O), doğru yola iletiyor, ona inandık. Artık Rabbimi-ze hiç kimseyi ortak koşmayacağız. Doğrusu Rabbimizin şanı yücedir. O, ne eş, ne de çocuk edinmemiştir. Meğer bizim beyin­siz (îblis veya cinlerin kafirleri), Allah hakkında saçma şeyler söylüyorlarmış. Biz, insanların ve cinlerin, Allah´a karşı yalan söylemeyeceklerini sanmıştık (onun için o beyinsizin sözüne uy­muştuk). Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı er­keklere sığınırlardı da onların kibir ve azgınlıklarını arttırır­lardı. ” (Cin: 1-6)

    Ku´an-ı Kerim´in açık ifadelerinden ve Peygamber efendi­mizden aktarılan haberlerden de açıkça anlaşıldığına göre cinler, insanların mukabilinde bulunan bir cinstirler. İnsanlar sı­nıfına dahil değildirler. Onların insanlardan bir gurup olduğu­nu ve yeryüzünde kayıplara karıştıklarını yahut yeryüzünden uzaklaştırıldıklarını iddia edenlerin sözleri Kur´an-ı Kerimle bağdaşmamaktadır. Cinlerin Ensar (yardımcılar) olduklarını söyleyenler hata etmiş ve hakikatlerden uzaklaşmışlardır. Çünkü bu, açıkça batıl olduğu bilinen bir sözdür. Ancak bu gö­rüşte olanlar, fikri bağımsızlıkları olmayan batılılara tabi olan kimselerdirler. Bunlar hak ile batılı, doğru ile yanlışı birbirin­den ayırd edecek güce sahip değildirler!

    Kur´an-ı Kerim´in ifadeleri, cinlerin insanlar mukabilinde bir cins olduklarını açıkça belirtmektedir. Buna dair birçok ayet-i kerimeler mevcuttur. Örneğin şu ayet-i kerimelerde Ce-nab-ı Allah şöyle buyuruyor:

    “Hepsini biraraya topladığı gün: aEy cin (şeytan)lar toplulu­ğu (der), siz insanlarla çok uğraştınız” Onların, insanlardan olan dostları derler ki: “Rabbimiz, birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık.”

    (Allah da) buyurur ki: “Durağınız ateştir. Allah´ın dile(yip affet)mesi hariç, orada ebedi kalacaksınız.” Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.

    İşte kazandıkları (günahlarından ötürü zalimlerin bir kıs­mını diğer bir kısmının peşine böyle takarız.

    “Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi anlatan ve bu günümüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gel­medi mi ”

    “Kendi aleyhimize şahidiz.” dediler. Dünya hayatı kendileri­ni aldattı. Ve kendilerinin kafir olduklarına şahitlik ettiler.”

    (Enam: 128-130)

    Bu ayet-i kerimeler cinlerin ayrı bir cins,insanların da ayrı bir cins olduklarını göstermektedirler. Bir diğer ayet-i kerime­de Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor:

    aDe ki: “Andolsun, eğer insan(lar) ve cin(ler) şu Kur´an,´ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar, yine onun benzerini getiremezler. Birbirlerine arka ol(up yardım et)seler de (bunu yapamazlar) .” (Ura: 88)

    Bu gerçeği daha iyi anlamak için dilerseniz şu ayet-i kerime­yi de okuyun:

    “Ey cinler ve insanlar topluluğu, göklerin ve yerin bucakla­rından geçip gitmeye gücünüz yeterse, geçin gidin. Ancak kud­retle geçebilirsiniz.” (Rahman:33)

    Bu Kur´ani naslardan açıkça anlaşıldığına göre cinlerle in­sanlar ayrı birer cinstirler. İnsanlar cinlerden, cinler de insan­lardan değildirler. Karşıtında bir delil bulunmadığı takdirde sözün zahirine göre hükmetmemiz gerekir. Ancak bu ifadelerin zahirine zıt şer´i bir hakikat ve zaruret-i diniyeden sayılan bir hüküm bulunursa, o zaman lafızların zahiri ile amel etmekten kaçınırız. Ya da lafızların zahirine göre amel etmemizi engelle­yen akli bir kaide olursa, o zaman yine zahire göre hükmetme­yiz.

    Cin lafzını zahir anlamı dışına çıkarmak isteyen kimseler, madde ötesi şeyler üzerinde düşünemeyen kimselerdirler. Bun­lar maddeden başka birşeye inanmazlar. Gaybe iman etmezler. Halbuki gaybe iman etmek, îslam akidesinin temel ilkesidir. Bu sebeple mü´minler vasfedilirken ilk başta onların gaybe iman ettikleri bildirilir. Noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah, müminleri vasfederken şöyle buyurmuştur: “Onlar ki gaybe inanırlar.” iman ehli ile zındıklar arasında kesin sınır çizgisi, gaybe imandır.

    Bütün bunlardan sonra şu soruyla karşılaşıyoruz: Cinlerin hakikati nedir Buna cevaben deriz ki biz, mü´minlerin kesin olarak ifade ettikleri şu görüşten yanayız: Cinler ateşten yara­tılmış mahluklardır. Mü´minler bunu söylerken vehimlere değil de Kur´an-ı Kerim´in naslarma dayanmışlardır. Zira yüce Al­lah, lanetli îblis´ten söz ederken şöyle buyurmuştur:

    “O cinlerdendi. Rabbinin emrinden (dışarı) çıktı. “(Kehf: 50)

    Evet iblis, büyüklük taslayıp Adem´e secde etmeyince Rabbi­nin emri dışına çıkmış oldu. Noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah onun itirazını şöyle aktarıyor: “Ben ondan iyiyim. Beni ateşten yarattın onu çamurdan yarattın.” (Sad: 76)

    Bu iki yüce hassın bir araya getirilmesi ile sabit oluyor ki, iblis cinlerden idi. Cinler de ateşten yaratılmış mahluklardır. Kur´an-ı Kerim´in açık ifadeleri bunu gösteriyor.

    Cinlerin bir kısmının Kur´an-ı Kerim´i dinleyip iman etmele­ri Peygamber (sav) efendimize bir teselli olmuştu. Böylece açıklanmış oluyordu ki insanlar hakka icabet etmekte gecikse-ler dahi cinler çabucak icabet edeceklerdi.

    “Sen, yoldan çıkmışlar için üzülme.” (Maide: 26) –

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Resulullah´a (s.a.v.) Hitap

    Fikri İstikrarsızlık

    Mecusilik

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.