Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»Son Peygamber»Dinleri Sebebiyle Kaçanların Sığındıkları Yer, Arap Diyarıdır

    Dinleri Sebebiyle Kaçanların Sığındıkları Yer, Arap Diyarıdır

    0
    By admin on 4 Kasım 2015 Son Peygamber

    Arap diyarı, zulümden kaçan diyanet sahiplerinin sığınağı ol­muştu. Bu din mazlumları, umumi risalet sahibi olan peygamber­lerin diyarı Arabistan´ı vatan ve makam edinmişlerdi. Bu bölge, Arap diyarı dışında ortaya çıkan diğer dinlerin de barınağı olmuş­tu. Zulüm gören diyanet sahipleri buraya sığınıyordu. Tatarlar in zulmüne uğrayan, Tatarlar tarafından evlerinin içinde yakalanıp eziyete uğrayan ve paramparça edilen İsrailoğulları´nın sığınma yeri de, Arap diyarı olmuştu. Daha sonra Romalılar da diyanet sa­hiplerine, yani îsrailoğullan´na çeşitli zulüm, zillet ve meskeneti reva görmüşlerdi. Roma vatandaşlarına tanınan haklar Israilo-ğulları´na asla tanınmıyordu. Onları Romalı olarak kabul etmi­yorlardı. Halbuki İsrailoğulları onların tebaası olup yönetim ve otoriteleri altında yaşamaktaydı. Ronıalılar´dan daha üstün ol­dukları halde, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlardı. Bu nedenle İsrailoğulları´nm çoğu, sığınak olarak Arap beldelerini gördüler ve oralara göçtüler. Çünkü Arap beldeleri, dinleri sebe­biyle zulümden kaçan kimselerin kalesi olmuştur. Bu mazlumlar ilk peygamberlerin toprağı olan Arabistan´dan başka sığınacak bir yer bulamamışlardı.

    Başlangıçta Yemen diyarını kendileri için sığınak olarak seç­mişlerdi. Tübba kavminin himayesi altında yaşamışlardı. Tübba kavmi, putperest oldukları halde, yine de İsrailoğulları onların yönetimleri altında himaye görmüşlerdi. Onların idareleri altın­da özgürlüklerini elde etmişlerdi. Hatta bazı Yemenliler, Yahudi­lik dinini kabul etmişlerdi. Fakat Yahudiler´in kendileri, Yahudilik´i, beşeriyeti İslah edip iyileştirmeye elverişli bir din olarak gör­memekte, Yahudilik´i bir milliyet olarak anlamaktaydılar. Bu yanlış anlama doğrultusunda şu yanlış ve fasit iddialarım ileri sürmekteydiler: “Bizler Allah´ın oğulları ve dostlarıyız.” Bu se­beple Yahudilik´e giren Yemenliler´i kendilerinden saymamışlar, cemaatlerine katmamışlardır. Onlara Samirliler adını vermişler­dir. Bu dönem içinde, Evs ve Hazreç kabileleriyle bir arada yaşa­mışlardır. Evs ve Hazreç kabilelerinin asli vatanları Yemen´dir.

    Putperestler, verimli toprakları ve meraları bulunan Medi­ne´ye hicret ettiklerinde, Yahudiler de Medine ve çevresine göç et­mişlerdi. Örneğin Nadiroğulları, Kurayzaoğulları, Kaynukaoğul-ları oraya göçmüşlerdi, Medine´nin yanısıra Hayber´e göç edenler de vardı.

    Bunlar Arap milletinin içine girip onlara katılmamışlar, aksi­ne orada kaldıkları süre içinde sadece kendilerini barındıran ka­leler inşa etmişler, verimli topraklardan yararlanmışlardır. Me­dine´de hurmalıkları ve bahçeleri vardı. Hayber´e yerleşen Yahu­diler de bir takım bahçe ve hurmalıklara sahip olmuşlardı.

    Yahudiler sadece kendilerim severlerdi. Komşu belde sahiple­riyle yardımlaşmazlardı. Araplarla muamele etmezlerdi. Mua­mele etseler bile onları zarara uğratırlardı. Ahde vefa göstermez, aksine hıyanette bulunurlardı. Nitekim Cenab-ı Allah şöyle bu­yurmuştur: “Onlardan (kitap ehlinden) öylesi vardır ki, ona bir dinar versen, devamlı olarak başına dikilmeden onu sana öde­mez. ´Ümmilere karşı bize bir sorumluluk yoktur´ dedikleri için böyle yapıyorlar. Ve Allah´a karşı bile bile yalan söylüyorlar. Ha­yır, kim sözünü yerine getirir ve (günahtan) korunursa, şüphesiz Allah da korunanları sever.” ( ai-i Imran: 75-76)

    Kendilerini yurtlarına kabul edip barındıran Araplar´ı, kendi­lerinden daha aşağı bir millet olarak gördüler. Onların cahil ol­duklarını söyleyerek, iyi ilişkiler kurmaya yanaşmadılar. Onların günahkar mantıkları ve batıl iddialarına göre, cahil kimselerin hakkını yemekte bir sakınca yoktu. Bunu söyleyerek Araplar´la iyi ilişkilerde bulunmadılar ve onlara yanaşmadılar. Onların dı­şında ve karşısında ayrı bir grup oluşturdular. Yanlarında ve çev­relerinde yaşadılar, ama onlarla herhangi bir muameleye girme­diler.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Resulullah´a (s.a.v.) Hitap

    Fikri İstikrarsızlık

    Mecusilik

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.