Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»Son Peygamber»Hz. Ali´nin Müslüman Oluşu

    Hz. Ali´nin Müslüman Oluşu

    0
    By admin on 3 Kasım 2015 Son Peygamber

    Hz. Ali henüz on yaşındaydı. İlk mümeyyizlik yaşını geride bırakmış ve dini manaları idrak edecek bir düzeye gelmişti. İs­lam alimleri de bu yaştaki çocuğun dini manaları idrak edecek seviyeye geleceği hususunda görüş birliği etmişlerdir. Mümey­yiz çocuğun İslamiyeti kabul edişinin sahih olacağı hususunda birleşmişlerdir. Oysa mümeyyiz çocuğun mürtedliğinin geçerli­liği hususunda böyle bir görüş birliği yoktur.

    Peygamber efendimiz risaletle görevlendirildiği esnada, Hz. Ali mümeyyizlik çağındaydı. Akranlarını geride bırakacak ka­dar yüksek bir zekaya sahipti. Ayrıca o, vahyin iniş mahalli olan Peygamber efendimizin yanındaydı. Peygamber´in evinde yaşıyordu. İdrakiyle elde edemeyeceği ve anlayamayacağı şey­leri taklit ve salih kudret ile elde edebilirdi. Peygamberlik nu­runun kıvılcımları onu doğru yola iletiyordu. Nübüvvetin ay­dınlığı, kendisine çevresindeki şeyleri açıklıyor ve net bir şekil­de gösteriyordu. Denildiğine göre Hz. Ali, Peygamber efendimi­zi, kendisi için gerçek bir örnek edinerek onun nurundan fayda­lanmış, onun hareketlerini ve sözlerinin aynını uygulamış, onun gittiği yoldan gitmişti.

    İbn İshak der ki: “Bazı ilim erbabının anlattıklarına göre Resulullah (sav), namaz vakti geldiğinde Mekke dışına çıkardı. Hz. ali de babası Ehu Talib´den ve diğer amcalarından gizlene­rek onunla birlikte dışarı giderdi. Namazlarını beraberce kılar, akşam olunca ikisi birlikte geri dönerlerdi. Bu hallerini, Al­lah´ın dilediği bir zamana kadar sürdürdüler.”

    Fakat Ebu Talib´in gözleri, oğlu Ali ile, kardeşinin oğlu ve sevgilisi Muhammed (sâv)´in çevresinde dönüyordu. Bu sebeple Hz. Ali ile Peygamber efendimiz namaz kılarlarken, onları gör­dü. Peygamber efendimize yönelerek: uEy kardeşimin oğlu! Uy­makta olduğun bu din nedir ” diye sorunca Peygamber efendi­miz şu cevabı verdi: “Amcacığım! Bu, Allah´ın, meleklerinin, peygamberlerinin ve babamız İbrahim´in dinidir. Bununla Al­lah, beni kullara peygamber olarak gönderdi. Amcacığım! Ken­disine nasihat edeceğim ve hidayete davet edeceğim en uygun kişi sensin. Bu davet hususunda bana icabet edecek ve bu hu­susta bana yardım edecek en uygun kişi yine sensin.” Peygamber efendimiz onu iki şeye davet etmişti:

    1- İslam´a iman etmek

    2- Peygamber (sav)´e davet hususunda yardım etmek

    Ebu Talib bu iki şeyden sadece ikincisi için Peygamber efen­dimizin isteğine uymuştu. Birincisi için uygun cevap vermemiş ve şöyle demişti:

    “Ey kardeşimin oğlu! Ben atalarımın dinini ve geleneklerini bırakamam. Ama Allah´a andolsun ki, hoşlanmadığın herhan­gi bir durumla karşılaşmayacaksın ve bu kavim sana asla kö­tülük yapamayacaktır!”

    Peygamber efendimizle Ebu Talib arasında işte böyle bir ko­nuşma geçmişti. O yüksek bir iftihardan, ata ve dedelerinin-aslında güzel olmayan-yolundan vazgeçemeyeceğini ifade ediyor­du. Aklı mükemmel, nefesi kuvvetli bir insan olan Ebu Ta-lib´den böyle bir söz beklenmiyordu. Fakat bu da Cenab-ı Al­lah´ın dilediği bir hikmetten dolayı böyle olmuştu. İnsanlar, güçlü kuvvetli adamların dahi müşrik olabileceklerini, şahsiyet bakımından büyük olsalar bile, itikad bakımından büyük ola­mayacaklarını görsünler diye, Ebu Talib´i böyle konuşturmuş­tu. Peygamber efendimizle birlikte namaz kılmakta olan Hz. Ali´ye, babası nasıl muamele etmişti Namazdan sonra Ebu Ta­lib, Hz. Ali´ye yönelerek şöyle dedi: ´Yavrucuğum şu yapmakta olduğun şey nedir ve sen ne haldesin ”

    Ha; Ali şöyle cevap verdi: “Babacığım, ben Allah´a ve Resu-lü´ne inandım. Muhammed (sav)´in getirdiği dini tasdik ettim. Onunla birlikte Allah için namaz kıldım ve ona tabi oldum.”

    Büyük şahsiyet sahibi Ebu Talilb´in oğluna ve kardeşinin oğ­lu Muhammed (sav)e baskı yapmadan, taassuba sapmadan, zorluk çıkarmadan nasıl muamele ettiğini gördük. Oğluna verdiği cevap şöyle olmuştu: “Muhammed seni hayırdan başka tirşeye davet etmemiştir. Sen ona tabi olmaya devam et.”

    Bir diğer rivayetinde îbn îshak yukarıdaki rivayete ek ola­rak şöyle demiştir:

    Bu olaydan bir iki gün sonra, Hz Ali eve geldiğinde Peygam­ber efendimizle Hatice´nin namaz kılmakta olduklarını gördü. Ve Ta Muhammed bu nedir !” diye sordu. Peygamber efendi­miz de ona şu cevabı verdi:

    “Allah´ın kendisi için seçtiği ve onunla Peygamberlerini gön­derdiği dinidir. Seni tek ve ortaksız olan Allah´a iman etmeye, O´na ibadette bulunmaya davet ediyorum. Lat ve Uzza´yı inkar etmeye çağırıyorum.”

    Hz. Ali şöyle dedi: “Bu, bugüne kadar duymadığım birşey-dir. Ebu Talib´le konuşmadan birşey yapacak değilim.”

    Peygamber efendimiz, henüz açığa vurmadığı sırrının duyu­lacağından korktı ve: uEy Ali, eğer müslüman olmazsan, bu sır­rımızı sakla.” dedi. O gece öylece beklediler. Sonra Cenab-ı Al­lah, Hz. Ali´nin kalbini İslam´a ısındırdı. Sabahleyin koşarak Resulullah (sav)in yanına geldi ve: “Ya Muhammed! Bana neyi önermiştin ” diye sorunca, Peygamber efendimiz şöyle buyur­du: “Allah´ın bir ve ortaksız olduğuna şehadet getireceksin. Lat ve Uzza´yı inkar edeceksin. Allah´a ortak koşmaktan uzak dura­caksın.” Hz Ali, onun söylediklerini doğruladı ve müslüman ol­du. Rivayete göre o, imanını babasından gizlemişti. Fakat ba­bası Ebu Talib, oğlunun iman etmiş olduğunu öğrenince ona: “Amcan oğlu Muhammed´e desttek ol ve ona yardım et” diye tav­siyede bulunmuştu.

    Bu, îbn îshak´m başka bir rivayette anlattığı fazlalıktır. An­cak bu fazlalık, birinci rivayetle çelişmemekte, yalnız ona bazı ilaveler yapmaktadır. Bu rivayetten anlaşılan şudur: Ebu Talib oğlu Ali, kendi akranları ola n diğer çocuklar gibi karşılaştığı bir durumda babasının ve anasının görüşünü almadan birşey yapmamaktaydı. Ancak Censıb-ı Allah tarafından kalbine iman nuru bırakılınca, koşarak a mcası oğlu Muhammed´in yanına gitmiş ve gönül rahatlığıyla müslüman olmuştu. Zaten Mekke dışına çıkarlarken de namaz kılıp amcası oğluna tabi olmuştu. –

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Resulullah´a (s.a.v.) Hitap

    Fikri İstikrarsızlık

    Mecusilik

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.