Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»Son Peygamber»İranlılarla Bizanslılar Arasında Meydana Gelen Olaylar

    İranlılarla Bizanslılar Arasında Meydana Gelen Olaylar

    0
    By admin on 2 Kasım 2015 Son Peygamber

    Peygamber (sav) efendimizin, arabistana komşu îranlıların hezimete uğrayacaklarım Önceden haber vermesi ve haberinin de gerçekleşmesi münasebetiyle alemlerin rabbi tarafından in­dirilen Kur´an-ı Kerim´de, İranlıların Bizanslılar karşısında yenik düşeceklerini Önceden haber vermiştir. Şöyle ki:

    “Elif-Lam-Mim. Rum (lar) yenildi: (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde. Onlar (Bu) yenilgilerinden sonra yeneceklerdir, birkaç (3-9) yıl içinde. (Onların) bu (yenilgileri)ndan önce de, sonra da iş, tamamen Allah´a aittir. O gün müminler sevinir(ler): Allah ´in yardımıyla.” (Rum: 1-5)

    Siyer bilginleri ve tarihçilerin anlattıklarına göre Kisra, İranlı askerleri Bizanslılarla savaşmaları için hücuma şevketti. Ateşperest İranlılar, Bizanslıları yendiler. İranlılar bir nevi putperest idiler. Her iki ibadet türü de, aynı sapıklıktan kay­naklanıyordu.

    Mekke´deki müşrikler, İranlıların Bizanslıları yenmelerin­den gurur duymuş ve eninde sonunda müslümanları mutlaka yeneceklerini söylemişlerdi. Sevinmelerinin sebebi şuydu: Ken­dileri ümmi olup bir kitapları da yoktu. Müslümanlarsa kitap sahibi idiler.

    Bu bakımdan hıristiyan olan ve bir kitaba sahip bulunan hıristiyanları, müslümanlara, İranlıları da kitap sahibi olmadık­ları için kendilerine benzetiyorlardı. Böylece İran´ın galibiyetin­den kendileri için pay çıkarmışlardı. Onlara göre kendileri de müslümanları yeneceklerdi. Bu yüzden de gemi azıya almaya ve ileri gitmeye başlamışlardı. Bunun üzerine Cenab-ı Allah, Rum suresinin baş kısmındaki ayetleri indirdi. Bazı müşrikler, JSizanslılar´m İranlıları asla yenemeyeceklerini iddia etmişler­di. Hz. Ebu Bekir de müşriklerden biriyle, Bizanslılar´ın birkaç yıl içinde galip olacaklarını söyleyerek, deve üzerine bahse gir­mişti. Eğer dokuz yıl içinde Bizanslılar üstün gelirse müşrik kaybedecek ve veveleri Hz. Ebu Bekir alacaktı. Eğer bu süre içinde Bizanslılar kaybederse , develeri müşrik kazanacaktı.

    Nihayet bu süre zarfında Bizanslılar galip geldiler ve devele­ri kazanan da Hz. Ebu Bekir oldu. Öyle anlaşılıyor ki, Bizanslı­lar´ın galibiyeti, Peygamber efendimizin Medine´ye hicretinden sonra gerçekleşmiştir. Bu haberle ilgili olarak Hafız Ibn Kesir şöyle der:

    “Meşhur görüşe göre Kisra, bizzat kendi beldeleri içinde He-raklius´la savaşmış, ordusunu kırarak sınırların ötesine atmış, Heraklius´un elinde sadece İstanbul şehri kalmıştı. Kisra, İs­tanbul´u da kuşatma altına almış, kuşatma uzun süre devam edince zor durumda kalmış, şehri ele geçirememişti. Çünkü orası çok muhkemdi. Yarısı kara tarafında, diğer yarısı da de­niz Ötesindeydi. Deniz ötesinden Bizans-lılar´a erzak yardımı geliyordu. İş uzayınca Bizans Kayseri, Kisra´ya karşı bir plan hazırladı, istanbul´dan çıkıp gitmesi karşılığında bir miktar mal vereceğini söyleyerek Kisrayla barış anlaşması yaptı. Barış için Kisra, dilediği şartı ileri sürebilecekti. Kayser (impara­tor)´den, dünyada hiçbir hükümdarın veremeyeceği miktarda altın, mücevher, kumaş, cariye, hizmetçi istedi. Kayser, bu şart­ları kabul etti ve bütün isteklerini yerine getirebilecek durumda olduğuna onu inandırdı. Şam ve Bizans beldelerine varıp, ora­lardaki zahire ve hasılatı toplayıp ona vermek için kendisine süre tanımasını Kisra dan istedi. Orta büyüklükteki bir ordu ile İstanbul´dan çıktı. Kisra´da, İstanbul´da imparatorun zahi­re ve hasılatı toplayarak getirip kendisine teslim etmesini bekli­yordu.

    imparator hemen yola çıktı ve iran´a ulaştı. Orada fesad çı­karıp Kisra´nın adamlarını ve askerlerini öldürdü. Zaten sa­vaşçıların çoğu İstanbul´da Kisra´nın yanında bulunuyordu. İmparator, Iranlılar´ı vura vura Medain şehrine vardı, orası İran´ın başkenti idi. Halkı kılıçtan geçirip bütün mal ve ürün­lerini aldı. Kisra´nın kadınlarını esir etti ve oğlunun saçlarını kestirerek bir merkebe bindirip sokaklarda dolaştırdı. Bazı as­ker ve kumandanlara da hakaret etti. Onlarla birlikte Kisra´ya gönderdiği mektubunda: “İstediklerin bunlardı. Al işte!” dedi

    Kisra, artık etrafını göremez olmuştu ve istanbul´a karşı öf­kesi artmıştı. Orayı tekrar kuşatmak istedi. Ama bir şey yapa­madı.

    İmparator Heraklius´un taktiği karşısında ordusu param­parça olan Kisra, oyundan oyuna gelerek ülkesine döndü. Böy­lece iranlılar da daha önce bunların yenik düşüşü gibi Arabistana yakın bir yerde yenik düşmüş oldular. Bu yenilgiden önce de sonra da iş, taumamen Allah´a aitti.” [1]

    Bu olay burada anlatıldı. Çünkü bunun anlatılışı, Şeyban oğullarının Kisra´ya karşı galibiyetlerinin bir uzantısıdır. Nite­kim peygamber (sav) de bunu daha önceden haber vermişti. Bu olayı konusu dışında başka bir yerde anlatmayacağız. Bu olay­lar, Hicret-i Nebeviye´den sonrasına kadar devam etmiştir. Ay­rıca bu, daha sonraları İslamiyet´in İran´da da muzaffer ola­cağının bir belirtisiydi. Bunları anlattıktan sonra şimdi yine Peygamber efendimize dönüyoruz ve Hicret´e zemin hazırlayıcı olayları ele almak istiyoruz.

    ——————————————————————————–

    [1] Tefair-i Ibn Kesir, c.3, s 424.425. –

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Resulullah´a (s.a.v.) Hitap

    Fikri İstikrarsızlık

    Mecusilik

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.