İsa Peygamberden Sonra Başlayan Fetret Dönemi

0

Batısından doğusuna kadar dünyaya şöyle bir bakıldığında, bu fetret dönemi içinde insanlığın sapıklıktan kurtarılması için, dünyanın bir hidayetçiye muhtaç olduğu görülür. Felsefe, insan­lara düzen verememişti. Çünkü felsefe her ne kadar uğraşsa ve havas tabakasını ikna etse de, halk tabakasının gönlünü doldura-maz ve kalbini tatmin edemez. Onları doğru yola iletemez. Felse­fenin kendisi doğru yolda gitse bile hiç kimseye düzen veremez.

Bu fetret döneminde inançlar da tahrif edilmişti. Yahudiler, Tevrat´ı asli manasının dışına saptırmışlardı. Allah´ın kendileri­ne emrettiği hükümlerin çoğunu unutmuşlardı. Bütün insanları kendilerinden aşağı derecede görüyorlardı. Kendilerinin Allah´ın benzersiz kulları olduklarım sanıyorlardı. Oysa Cenab-ı Allah, onları da diğer insanlar gibi yaratmıştı. Fakat bunlar daha da ile­riye giderek, kendilerinin seçkin bir millet olduklarına, diğer in-sanlarınsa kendilerinden aşağı derecede olduklarına inanmışlar­dı. Bu nedenle yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmışlardı. Allah´ın seçkin ve mümtaz kavmi olduklarına inandıkları halde, zillete düştüklerinde diğer yaratıklara karşı kin gütmeye başla­mışlardı. Başka milletleri tuzağa düşürmek için bütün çarelere başvurmuşlardı. Bunun kötülük olduğunu kabul etmiyorlardı. İnsanlar arasına düşmanlık tohumları saçmaya çalışıyorlardı. Hiç bir kayda bağlı kalmaksızın ve bulundukları yerin neresi ol­duğuna aldırış etmeksizin, etrafa bozgunculuk yayıyorlardı. Gu­rurlarım frenleyecek, aşırılıklarını giderecek güçlü bir dine sahip peygamberin gelmesine ihtiyaç vardı.

Öte yandan Hıristiyanlık da sapmış, İsa peygamberin ilkeleri dışına çıkmış ve aşırılığa saplanmıştı. İsa peygamberin edebini, müsamahasını bırakıp büyüklük taslamaya, bozgunculuk çıkar­maya , fesat tohumlarını yaymaya başlamışlardı. Bütün bu bo­zuklukları yok edip aleme düzen verecek, müjdeci, aynı zamanda uyarıcı bir peygambere ihtiyaç vardı ki, insanları hakka ve dos­doğru yola iletsin.

“Ey kitap ehli! Elçilerin arasının kesildiği, bir boşluk meydana geldiği sırada, size elçimiz geldi. (Yarın kıyamette); “bize bir müj-deleyici ve uyarıcı gelmedi” dememeniz için size gerçekleri açıklı­yor, işte müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah, her şeyi yapabilendir .” (Maide: 19) –

Share.

About Author

Leave A Reply