Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Son Yazılar
    • Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç
    • Ramazan Risalesi
    • Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman
    • Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri
    • Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir
    • Keşif ve Keramet – Ali SÖZER
    • Tevessül ve İbni Teymiyye ‘ ye Dair
    • Tevessül Konusunda Doğru Tavır
    Facebook
    Haznevi.net
    • Ana Sayfa
    • Haznevi Ekolü
    • Şeyh Muhammed Haznevi
    • Şeyh Muhammed Muta
    • İSLAM
    • ENGLISH
    • İletişim
    Haznevi.net
    You are at:Home»Son Peygamber»Putperestliğin Arap Topraklarına Girişi

    Putperestliğin Arap Topraklarına Girişi

    0
    By admin on 7 Kasım 2015 Son Peygamber

    Putperestlik, Araplar ve onların düşüncesine üç yönden girmistir:
    1- Her ne kadar ülkede egemen konumunda olmasalar bile, es­ki dinlerin kalıntılarında putperestlik vardı. Örneğin Nuh kavmi içinde de putperestlik yaygındı. Denildiğine göre Nuh peygamber Arap´tı, ya da Araplar´a hitap eden bir peygamberdi. Nitekim Al-lahü Teala, Nuh kavminin putlarıyla ilgili olarak şöyle buyur­maktadır:
    “İnsanlara: ´Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Veda Suva, Ye-ğus, Yeuk ve Nesruputlarından asla vazgeçmeyin´ dediler. Böyle­ce bir çoğunu yoldan çıkardılar.” (Nuh: 23-24)
    Şüphesiz bu izler, putperestliğin kalıntılarından kaynaklan­maktadır. Her ne kadar putperestlik, o zamanlar Arap beldelerin­de egemen değilse de, tek sebebi budur. Şüphesiz, görüldüğü üze­re, semavi dinlere bağlı bazı kimselerin kalplerinde eskiden kal­ma bazı izler vardı. Bu izler onların görüş ve düşüncelerini de etki altına almaktadır. İkna edici bir görüşe ulaşılamadığı takdirde taklide saplanır ve öylece giderler.
    2- Putperestliğin, Araplar´a geçmesinde komşuları Romalı-lar´ın da büyük etkisi olmuştu. Roma putperestliği, İsa´dan önce ve sonra Araplar´a yakın bir konumdaydı. İnanç salgınları da tıp­kı hastalık salgınları gibi insandan insana, milletten millete ge­çer. Araplarla Romalılar arasındaki ticari ilişkiler nedeniyle, Ro-malılar´ın inançları Araplar´a geçmiştir. Özellikle belirtmeliyiz ki, Roma devleti, Arap topluluklarından daha güçlü ve otoriterdi. Bazı Arap kabileleri, örneğin Gassanlılar, Romalılar´ın otoritesi­ne boyun eğmiş durumdaydı. Bunlar Roma hakimiyeti altında ve onlara bağlı olarak yaşıyorlardı. Bu bağlılık nedeniyle birbirleri­ne gidip geliyor ve bu nedenle Romalılar´ın inançlarıyla düşünce­leri Araplar´a geçiyordu.

    3- Putperestliğin Araplar´a geçmesine zemin hazırlayan üçün­cü unsuru da İbn İshak şöyle anlatmaktadır:

    “Ortaya sürülen iddiaya göre, İsmail oğullarında ilk taşa tap­ma olayı şöyle başlamıştı: Geçim sıkıntısı yüzünden, daha geniş ve bereketli bir ülkeye göçen Araplar, Mekke´ye ve Kabe´ye olan saygılarından dolayı, haseme ait taşlardan birini alır, beraberle­rinde götürürlerdi. Gittiği yerlerde onu yere koyar ve Kabe´yi tavaf eder gibi, etrafında dolanıp tavaf ederlerdi. Nihayet bu durum on­ları, beğendikleri taşları alıp o taşlara ibadet etme noktasına ge­tirdi. Zaman geçtikçe bu işi daha da ilerlettiler ve eski dinlerini unutur oldular. Taşa tapmayı, İbrahim ve İsmail peygamberin di­ni ile değiştirdiler. Artık putlara tapar oldular. Diğer milletler gibi sapıklığa sürüklendiler.”

    Hafız İbn Kesir, Tarih´inde, İbn Hişam´ın şöyle dediğini rivayet eder: “İlim ehlinin bana naklettiklerine göre, Amr bin Luhay, Mekke´den çıkıp Şam´a gitmişti. Belka topraklarındaki Meab de­nen yere geldi. O zamanlar orada Amakalılar´ın kabilesi yaşarmış. Amakahlar´ın putlara tapmakta olduklarını görmüş ve onlara: “Tapmakta olduğunuz şu putlar nedir diye sorunca onlar şu ceva­bı vermişler: “Tapmakta olduğumuz bu putlar, istediğimiz zaman bize yağmur yağdırırlar. Kendilerinden yardım istediğimiz za­man bize yardım ederler.” Bunun üzerine Amr onlara şöyle bir öneride bulunmuştu: “Şu putlardan birini bana verin. Götürür, Arap beldelerine bırakırım ve Araplar da buna taparlar.” Onun bu önerisini kabul ederek kendisine Hübel adındaki putu vermişler­di. O da Hübel´i alıp Mekke´ye götürmüş ve Kabe´nin yanına dik­mişti. Tapmaları için insanlara da tavsiyede bulunmuştu.”

    Amr bin Luhay, Huzaa kabilesinin başkanıydı. O zamanlar Ka­be´nin bakımı Huzaalılar´ın elindeydi. Bu nedenle Amr, insanlara yön verme pozisyonundaydı. Onun saygı gösterdiği şeye diğer in­sanlar da saygı gösterirlerdi.

    Bu da Romalılardan gelen putperestlik salgınının ne kadar bü­yük olduğunu göstermektedir. Şam´daki putperestlik de, Roma putperestliğinin bir eseriydi. Her ne kadar kuvvetlendirici diğer bazı sebepler bulunsa da, Arap putperestliğinin Roma putperest­liğinin bir salgını neticesinde ortaya çıktığı, bu olayla da teyid edil­mektedir. Sebepler çoğalınca, artık putperestlik Arap toprakları­na girdi. Putları kırıp parçalayan İbrahim´in çocukları, yeniden putperestliğe başladılar. Putperestlik Arapların iş ve çalışmaları­nı da etkiledi. Ebu Reca el Utaridi şöyle der: “Cahiliyet devrinde tapacak bir taş bulamadığımız zaman, bir avuç toprağı ortaya ko­yar, etrafında toplanır, sonra da onu tavaf ederdik.” –

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email
    admin

    Related Posts

    Resulullah´a (s.a.v.) Hitap

    Fikri İstikrarsızlık

    Mecusilik

    Leave A Reply Cancel Reply

    • Son Eklenenler
    • Çok Okunanlar
    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    4 Haziran 2016

    Ramazan Risalesi

    16 Mayıs 2016

    Tasavvuf Risalesi – Bediüzzaman

    20 Nisan 2016

    Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

    18 Nisan 2016

    Şer’i Delil Karşısında Keşf ve İlham İddiası Geçersizdir

    20 Mart 2017

    Bir Geleneği Olmak Mahmud Erol Kılıç

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Vasiyetleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh İzzeddin Hazretlerinin Hayatı ve Yolunun Özellikleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Alaaddin Hazretlerinin Dilinden Şeyh Ahmed Haznevi Hazretleri

    7 Temmuz 2015

    Şeyh Hazretin Sözlerinden Seçmeler

    • İslam Kültürü
    17 Kasım 2015

    Abid-Arif

    17 Kasım 2015

    Adak

    17 Kasım 2015

    Adet-i İlahiyye-İstidrac-Mucize

    17 Kasım 2015

    Ağlamak

    17 Kasım 2015

    Ahiret Yolculuğu

    • Haznevi Ekolü
    9 Temmuz 2015

    Allah İsmi Celili İle Zikretmek

    9 Temmuz 2015

    İnşirah Suresi ve Manevi Hayatımız

    9 Temmuz 2015

    Kuran-ı Kerim´de Zikir ve Tasavvuf Yolu

    9 Temmuz 2015

    Vesile Takva Cihad ve Tasavvuf

    8 Temmuz 2015

    Haznevi Mürşidlerine Genel Bir Bakış

    • Şeyh Muhammed Muta
    18 Şubat 2016

    Gerçek Muhabbet

    18 Şubat 2016

    Sünnetin Önemi ve İttiba

    17 Şubat 2016

    12 Rebiülevvel

    15 Şubat 2016

    Allah (c.c.) ve Rasulünü (sav.) Yüceltmenin Hakikatı

    15 Şubat 2016

    Müminlerin Hangisi Daha Akıllıdır ?

    Latest Reviews
    Etiket Bulutu
    abdest ahiret Allah bayram namazı cemaat cuma duası cuma namazı dua edep ehli sünnet ezan fitre gece namazı hac haram hatim hayrı istemek haznevi hilal imam iman irfan islam itikaf kuran musibet namaz niyaz orucun önemi oruç pişmanlık ramazan ramazana veda ramazan ayının büyüklüğü sadaka secde tasavvuf teravih tevbe teyemmüm tövbe umre yakarış yalvarış zekat
    Recent tabs widget still need to be configured! Add tabs, add a title, and select type for each tab in widgets area.
    © 2015 Haznevi.net

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.